Siroz Nedir ? Belirtileri Nelerdir ve Siroz Başlangıcı Nasıl Anlaşılır ?
Viral hepatit kadar yaygin olmamasina karsin, karaciger hastaligi denince akla siroz gelir. Cunku siroz hem karaciger hastaligidir, hem de iyilesme yerine kroniklesmeye yonelen [cesitli karaciger hastaliklarinin onlenemez sonudur.
Siroz genel bir kavramdir ve cesitli icimlerde tanimlanabilir. Terim 19. yuzyilda Fransiz hekim Laennec tarafidan ortaya atilmis ve “turuncu-sari” anlamina gelen Yunanca kirrhos sozcu*gunden turetilmistir. Laennec’in tanimladigi ve gunumuzde Laennec sirozu adiyla anilan siroz tipinde karaciger boyle bir renk alir.
Siroz tek bir hastalik degildir; kara*cigere benzer bicimde zarar veren ce*sitli hastaliklar sonucunda ortaya cikar. Bu zarar temelde onemli sayida karaci*ger hucresinin olmesidir. Olen karaci*ger hucrelerinin yerini lifsi bagdoku ve asin miktarda uretilen, cevresi bagdokuyla sanli olarak duzensiz yerlesen yeni karaciger hucreleri doldurur. Boy*lece basta karacigeri besleyen damarlar olmak uzere, organin butun yapisi bo*zulur. Zaman yitirmeden tedaviye bas*lanmazsa, sirozun geriye donusu yok*tur.
SIROZ NEDENLERI
Karaciger sirozunun kalitsal yatkinlik di*sindaki en Onemli nedenleri, viral hepatit gecirmis olmak ve alkolizmdir. Bircok siroz olgusunda ise hastanin oykusunde alkolizme ya da sanliga rastlanmaz. Kriptogenetik (nedeni bilinmeyen) siroz adi verilen bu olgularin bazisinda hasta*nin sanliksiz bir viral hepatit gecirmis olabilecegi dusunulur. (Ornegin karaci*ger iltihabi sonrasinda gelisen siroza oz*gu buyuk yumrular gorulebilir.) Karaci*gerde demir birikmesi (hemokromatoz) ve kronik konjestif kalp yetmezligi de siroza neden olabilir.
Karaciger sirozu bircok nedene bagli olabilirse de olucum sureci degismez. Bir dis etken yapisal bir islev azalmasi*nin ya da henuz tam aydinlatilmamis olan kalitsal bir yatkinligin bulundugu karacigerde (belki de antikor yapisinda*ki) bir mekanizmayi harekete gecirir. Daha sonra kendi kendine islemeyi sur*durebilen bu mekanizma sirozu baslatan bir tetik gibi islev gorur. Bir baska bir deyisle karaciger, hastaligin nedeni ken*di hucreleriymis, gibi davranmaya baslar. Karaciger hucresine zarar veren herhan*gi bir etken karsisinda bagdoku yalnizca olen hucrelerin yerini almakla kalmaz; karaciger hucreleri de islevsel bir lobcuk olusturacak katmanlar biciminde yeni*lenmez. Tam tersine, karaciger dokusu*nun aralari asin bagdokuyla dolar ve bu*nun sonucunda lobcugu parcalara ayiran yalanci lobcuklar olusur. Boylece hucre yenilenmesi amacsiz ve yaygin bir yum*ru olusumuna donusur. Asiri cogalan bagdoku daha sonra buzulerek yakinin*daki hucre ve damarlari sIkistirir ve or*ganda oksijen yetersizligine neden olur. Karaciger sirozunda gorulen sinuzoit ag (ince damar islevi goren borucuklar) azalmasi hastaligin ileri evrelerinde sid*detlenerek dolasimi durdurabilir. Boyle*ce baska hucrelerin de olmesiyle ta*mamlanan dongu, bir kez daha baslayip yayilmaya hazir hale gelir. Bazi uzman*larin iyi huylu bir tumor hastaligi olarak nitelemesine yol acacak kadar asin bir ureme gosteren siroz hucreleri organda*ki besleyici maddeleri tuketir. Asalak gi*bi oteki karaciger hucrelerinden besle*nen siroz hucreleri artik hastaligin ve hucre Olumunun nedeni olmustur.
Sirozun en az bilinen yani asiri bag*doku uretimidir. Bu olay zehirlenme ya da bagisIklik tepkisine bagli olarak reti-kuloendotelyal sistem etkinliginin art*masindan kaynaklanabilir. Herhangi bir nedenle zedelenen ya da Olen karaciger hucresi bagisIklik sistemi tarafindan “yabanci” olarak taninir ve sistemin an*tikor olusturarak yanit vermesine yol acar (kandaki belirgin gammaglobulin artisi buna baglidir), Karaciger hucrelerindeki antijen-antikor tepkisi hucre olumuyle sonuclanir ve boylece retiku-loendotelyal sistemin uyanlmasiyla asi*ri miktarda uretilen bagdoku karaciger hucrelerinin yerini alir.
Viral hepatit, alkol gibi bir dis etke*nin neden yalnizca bazi insanlarda ka*raciger hucrelerini vucuda “yabanci” kildigi sorusuna henuz doyurucu bir ya*nit getirilememistir. Ama yanitin alerji ya da OzbagisIklik sureclerinde olmadi*gi soylenebilir. Bu arada saman nezlesi ve astimin da, cicektozlanni soluyan herkeste ortaya cikmadigi, benzer bi*cimde A grubu beta-hemolitik strepto*koklara bagli bademcik Iltihabinin her olguda akut romatizmayla sonuclanma*digi belirtilmelidir.
KARACIGERIN DURUMU
Yukarida sozu edilen siroz tiplerinin (al*kolik, doku Olumu sonrasi, safra sistemi kokenli) her birine ozgu belirli anato*mik ve patolojik degisIklikler vardir Ama bazi temel Ozellikler bunlann hep*sinde, ozellikle de karaciger kokenli si*roz olgularinda gorulur. Alkole bagli si*roz hastaliginda karaciger Once buyur, hastaligin son evresindeyse kuculur. Yuzeyi ince purtuklu yapidadir. Doku olumu sonra*sinda gelisen sirozda ise karaciger buyu*yebilir ya da buyumeyebilir; yuzeyi her zaman duzensiz ve kaba purtukludur.
Biyopsiyle alman ornegin mikros*kopla incelenmesi tipik siroz bulgularini ortaya koyar. Karaciger tam bir yapi*sal duzensizlik icindedir. Saglikli or*gandaki duzenli karaciger lobcuklan ar*tik tumuyle ya da hemen hemen yok ol*mustur. Asil islevi karacigerin destek sistemini olusturmak olan bagdoku bol*meleri (septum) tam bir daginiklik icin*de her yana dogru gelismistir. Damarlar daha da duzensizdir. Her yerde esmer-kezli olarak yerlesmis hucre kumelen gorulur. Bunlar saglikli lobouklara ben*zemekle birlikte merkezlerinde bir top*lardamar yoktur ve dagilimlari duzen*sizdir. Yumru bicimindeki bu olusum*lara yalanci lobcuk denir.
Gerek bagdoku olusumu, gerekse yalanci lobcuk olusumu yikima ugra*yan karaciger hucrelerinin yeni hucre uretme ve cogalma yoluyla giristigi onanm cabasini temsil eder. Ama yeni hucre uretimi asiri miktardadir ve dagi*limi duzensizdir.
SIROZ BELIRTILERI
Baslangicta hastanin yakinmalan cok azdir ve siroz belirtileri yalnizca bu hastaliga Ozgu degildir. Istahsizlik, cabuk yorul*ma, bulanti, sindirim bozukluklari, ba*girsak islevlerinde duzensizlik (kabiz*lik), midede agirlik duygusu, yagli be*sinleri sindirememe, asin gaz, ayaklarda odem, hafif ates gibi bu belirtilerin cogu sirozdan baska hastaliklarda da gorulur. Bunlar asiri alkol alimi ya da safra yol*lan hastaliklariyla eszamanli olarak orlaya cikan bir mide-onikiparmakbagirsa-gi Iltihabindan da kaynaklanabilir. Ayri*ca bu belirtiler kronik hepatit belirtileri-oe cok benzer. Siroz cesitli hastaliklarin sonunda gelisebildiginden gercekte bir*cok gecis tablosu vardir ve bazen tani bi*yopsiyle bile kesinlestirilemez.
Hastaligin ileri evresine dekompanse siroz adi verilir. Bu donemde istah*sizlik tam bir istah kaybina donusur. Hasta halsizdir ve surekli zayiflar, cun*ku genellikle dokularda su tutulmaz. Cinsel istek gittikce azalir ve sonunda cinsel iktidarsizlik ortaya cikar. Ozellik*te sabahlan ve ac karnina olmak uzere bulanti ve kusma gorulur. Bagirsaklarda asiri gaz birikmesi en agir ve kesin be*lirtinin ortaya cikmak uzere oldugunu gosterir. Hasta geceleri gunduzden daha cok idrar cikarir ve sonunda en agir be*lirti olan assit (karin boslugunda sivi bi*rikmesi) ortaya cikar.
ASSIT
Hasta bir yandan karninin rahatsizlik verecek bicimde sistigini, bir yandan da gunluk idrar miktarinin azaldigini ve id*rar renginin koyulastigini “fark eder. Ka*mi gittikce gerilir; derinin ulasabilecegi en yuksek gerginlik duzeyine ulasir. Hasta oldukca garip bir gorunum alir. Karindaki siskinlik ve gerginlikle bir*likte solunum guclugu ortaya cikar. Bi*riken sivi diyaframa baski yaparak hare*ketlerini sinirlar ve solunumu cok guc*lestirir. Assit gelisimiyle birlikte kanda albumin duzeyi duser, aldosteron salgisi artar ve ozellikle kapi toplardamari sis*teminde kan basinci yukselir.
Kapi toplardamari sisteminde tansi*yonun yukselmesi siroza dogru giden bir karacigerde olanlarin incelenmesiy*le aciklanabilir.
Yeni olusan bagdoku ve ozellikle de cok miktarda yalanci lobcuk kumelen*mesi karaciger dolasiminin bir bolumu*nu yikima ugratir; bir bolumunde de baski ve bogulmaya yol acar. Bu durum karaciger toplardamarlarinin lobcuk ici kucuk dallarinda, yani toplardamarlarin dogdugu yerlerde daha belirgindir. Bu damarlarin gorevi karacigerden cikan kani toplamaktir. Bunlarin bazisinin bi*le kapanmasi dogal olarak karaciger ici kan akisinda belirgin zorluga yol acar ve karacigerde kan gollenmeye baslar.
Kapi toplardamari bagirsaklardan ve dalaktan gelen butun kam karacigere geciren ana damardir ve tasidigi kanin karacigere girmesi de karacigerde dola*sim kosullarinin boyle kotulesmesi du*rumunda zorlasir. Kanm karsisindaki direnc arttikca, onu yenmek icin gere*ken guc de artar ve boylece kapi toplar*damari sisteminde kan basinci yukselir. Yapilan olcumler kapi toplardamarinda basincin normalde 20 cm su basincin*dan az olmasi gerekirken, sirozlularda 25-60 cm su basincina kadar yukseldi*gini gostermistir.
Yan dolasim gelismesi – Sirozun cok agir bir belirtisi de kapi toplarda*marinda kan basinci yukselmesine bagli olarak bir yan dolasimin ortaya cikma*sidir. Yan dolasim yemek borusu duze*yinde toplardamarlarda varis olusumu biciminde ortaya cikar ve hastanin ya*samim tehlikeye soktugundan ayrica te*davi edilmesi gerekir.
Kapi toplardamari kaninin karacige*re zor akmasi ve damarda basincin yuk*selmesi sonucunda kan daha kolay aka*bildigi yeni yollara yonelmeye baslar. Buraya kadar kotu bir durum yoktur; tam tersine bu gelismenin pratik bir ya*ran da vardir. Vucudun kendiliginden aldigi bu acil onlemden sonra, karaci*gerdeki kan gollenmesi biraz hafifler. Ama bir de komplikasyonu vardir: Ka*nin buldugu yeni akis yollarindan biri, kapi toplardamarina akan mide koroner (tac) toplardamaridir. Kan bu yoldan yemek borusu toplardamarlarina ve da*ha sonra ust anatoplardamara yonelir.
Yemek borusu toplardamarlari zayif damarlardir. Bazen yeni kan kutlesinin yarattigi yuksek basinca dayanamazlar. Duvarlari daha da zayiflar ve genellikle bacaklardakilere benzeyen varisler olu*sur. Bu varisler yemek borusu boslugu*na dogru buyudugunden buyuk ve sert bir lokma ya da mukoza ortusunu sindi*rerek yikima ugratan ulser gibi bir et*ken varislerin yirtilmasina neden olur. Sirozun dengelenebildigi (kompanse) evresi bu noktada asilir ve hastada teh*likeli bir ic kanama baslar. Kanama dursa da sorun bitmez, cunku vucut ar*tik sirozu duzenleyici etki gosteremez (dekompanse siroz) ve asiri kansizlik hastada temel bir tedavi sorunu yaratir. Yemek borusu varisleri radyolojik in*celemeyle belirlenebilir. Yan dolasim gelismesi yemek borusu varisleri disin*da basur ve yuzeysel karin toplardamar*larinin genislemesine de yol acabilir.
Dalak buyumesi – Kapi toplardama*rinda yuksek tansiyon genellikle dala*gin buyumesine yol acar. Buyuyen da*lak kemik iliginin etkinligini kisitlar; al*yuvar, akyuvar ve trombositlerin ureti*mini engeller. Kemik iliginde alyuvar yapiminin azalmasi alyuvar uretimini uyaran folik asit yetersizligi ve asiri al*yuvar yikimiyla da birlesince hastada kansizlik ve vucut direncinde genel bir zayiflama ortaya cikar. Bu durumda hastanin olasi bir kanamaya dayanabil*mesi zordur. Akyuvarlarin azalmasi,mikroplarin saldirisi karsisinda vucut savunmasinin yetersiz karmasina yol acar, Sirozlu hasta bakterilere karsi daha direncsizdir ve her turlu enfeksiyondan cok kolay etkilenir. Trombositler kanin pihtilasmasinda onemli rol oynadigin*dan bunlarin azalmasi, kanama egilimini artirir. Sirozlularda sIk gorulen kanama, trombositierden baska gene pihtilasma*da etkisi olan protrombin, iibrinojen, faktor V, VII, X gibi maddelerin eksIkli*gine de baglidir. Bu maddelerin ureti*minde karacigerin etkinligi onemlidir.
Kandaki bu degisIkligin sonucunda hastada burun kanamasi nobetleri, dis fircalarken, bazen de kendiliginden disetlerinde kanama ya da diskiyla kan ci*karma gorulur. Diskiyla cikan kan her zaman gozle gorulmeyebilir: Kan sindi*rim kanalinin alt bolumunden, yani ba*sur ve duzbagirsaktan gelmiyorsa ve fazla miktarda degilse, kanamanin tek belirtisi diskinin koyu, bazen kapkara bir renk almasidir.
Ilerlemis siroz olgularinda araya gi*ren bir enfeksiyon, uzun sureli kabizlik, varis kanamasi, karacigere zararli ilac*larin alinmasi gibi bir etken gittikce sid*detlenen bilinc bozukluguna yol acabi*lir. Hastada hafif uyku hali, davranis degisIkligi, ellerde titreme ve agizda hastaliga ozgu (amonyak gibi) bir koku ortaya cikar ve sonunda koma gelisir.
SIROZLU HASTANIN GORUNUMU
Sirozlu hasta zayiftir ve bacaklarda da*ha belirgin olan bu zayiflik, assit varsa karindaki sislik nedeniyle daha da dik*kat cekicidir. Derisi “toprak” renginde, normalden daha koyu, griyle kahveren*gi arasi bir renktedir. Bazen sanlik da gelisir.
Deride sanlik gelismese bile gozler*de her zaman san bir golge vardir, ozel*likle yanaklar ve burun, alkoliklerdeki gibi kizarmistir; bu bolgelerde parlak kirmizi renkte noktalar gozlenir. Ayni gelisme avuclarda ve tabanlarda da go*rulur. Tipik olmamakla birlikte sIk rast*lanan bir belirti de yuz, boyun, sirt, go*gus ve kollarda gorulen ince damar “yil-dizlan”dir; orumceksi ben olarak da bi*linen bu olusumlar yaklasIk 5 mm ca*pinda, bir merkezden yayilan kucuk da*mar genislemeleridir. Basta koltukaltindakiler olmak uzere genellikle vucut killan da dokulur. Butun belirtiler ic salgi sistemi kokenli bozukluklara, yani karaciger islevlerinin bozulmasiyla or*taya cikan hormonal dengesizlige bagli*dir.
SIROZ TANISI
Sirozda karaciger ele geliyorsa sertles*mistir, ama yapisi her zaman tekduze degildir. Yuzeyi* puturlu oldugundan duzensiz, kenarlan ise net ve keskindir. Hastalarin cogunda dalak buyumustur. Serum elektroforezi gammaglobulinle-rin belirgin olcude arttigini gosterir, Bu arada albumin-globulin oram tersine donmustur. Karaciger hucrelerinin pro*tein biresimleme gucunu belirlemeye yonelik test sonuclan kanda albumin, serumda psodokolinesteraz ve aynca pihtilasma faktorleri eksIkligini ortaya koyar. Karaciger hucrelerinin salgilama etkinligi de bozulmustur; bu nedenle kanda bilirubin duzeyi yukselir. Karaci*gerdeki bozukluga ve safra gollenmesi-ne isaret eden enzimler genellikle cok artmamistir.
Kesin siroz tanisi icin en guvenilir yontemler laparoskopi ve karaciger bi-yopsisidir.
Yerel anestezi kosullarinda yapilan laparoskopide kama sol yandan bir ig*neyle girilerek hava verilir. Boylece ka*rin duvan, altindaki organlardan uzak*lastirilarak ic organlar goruntulenir. Bu asamada gene yerel anestezi altinda ka*raciger kenarinin allindan, sag yanda karin duvan delinerek laparoskop aygiti karin bosluguna sokulur. Aydinlatma sistemi calistirilarak karacigerin kenan ve yuzeyinin bir bolumu butun ayrintilariyla goruntulenir. Igneyle karaciger*den parca alinmasini iceren karaciger biyopsisi, laparoskopi sirasinda da ya*pilabilir. Alman biyopsi ornegi mikros*kopla incelenir.
SIROZ TEDAVISI
Siroz agir bir hastaliktir ve genel kabu*le gore tedavisinden cok, onlenmesine agirlik verilmesi gerekir.
Az miktarda alkollu ickinin zarar*siz, duzenli olarak alman asin miktar*larda alkolun ise cok zararli oldugu kesindir. Dolayisiyla siroza yakala tehlikesine karsi ilk onlem olarak kisitlanmalidir. Bir baska onemli siroz’. nedeni de hepatittir. HepatItte hekimii! iyilesme donemine iliskin ogutleri tu*tulmali ve karacigerin tumuyle iyiles*mesi icin ortam saglanmalidir.
Sirozlu hastanin yasamasi hekimin onerilerine uymasina baglidir. Alkolden kesinlikle uzak durmali, artik “az” icme*nin yetmedigini, “hic” icmemek gerekti*gini bilmelidir. Beslenmenin temel bir onemi vardir. Karaciger besinlerle ali*nan butun maddelerin metabolizmasinda etkili olan bir organdir. Genel goruse go*re hasta dengeli beslenmeli, gunde 100 gr protein (yagsiz et, balik, yagsiz pey*nir), 10 gr bitkisel ve kesinlikle kizarma-mis yag ile 300-400 gr karbonhidrat (se*ker, ekmek, hamur vb) almalidir.
Bir baska onemli kural da olabildi*gince az tuzlu yemektir. Bagirsaklarin duzenli calismasi saglanmali, kabizlik onlenmelidir. Kabizlik hem atilmasi ge*reken maddelerin bagirsaktan emilmesiyle karacigeri asiri calismaya zorlar, hem de sindirim kanalinin diskilama icin asin zorlanmasina yol acarak ye*mek borusu varislerinin birinin yirtilmasiyla sonuclanabilir. Genel onlemler arasinda Ise hastanin soguktan, asin yorgunluktan ve enfeksiyon hastaliklari olanlarla iliskiden kacinmasi yer alir.
Sirozlu hastalarda yemek borusu va*rislerini ve assiti tedaviye yonelik uy*gulamalar vardir. Son yillarda, ilerle*mis siroz olgularinda karaciger nakli ameliyatina da basvurulmaktadir.
Sirozlu hastalarda cinsel iktidar*sizlik gorulur mu?
Siroz erkeklerde genellikle cinsel iktidar*sizlik ve gucsuzluge yol acar. Bu durum buyuk olasilikla karacigerin ostrojenleri etkisizlestirme islevinin bozulmasiyla baglantilidir. Siroz en cok hangi yaslarda goru*lur?
Siroz en cok 50-60 yas sonrasinda gorulur, ama kalitsal olan Wilson hastaligi gibi bazi turleri genc yasta da ortaya cikabilir. Safra sistemi kokeni birincil siroz ve karacigerde demir birikmesi yoluyla siroza yol acan hemokromatoz ise daha cok or*ta yaslarda gorulur.
Alkolik Siroz
Alkolik siroz (Laennec sirozu) en sIk rastlanan siroz tipidir. Uzun sure ve fazla miktarda alkol kullanmis, ustelik proteinden fakir bir beslenme rejimi uygulamis olan kimselerde bu siroz tipinin gelisme riski yuksektir. Alkolik sirozun karacigerde yol actigi bozukluklara kotu ve ozellikle proteinden fakir beslenen kimselerde de rastla-nabilinmektedir. Fazla alkol kullanimi ve yetersiz beslenme tek tek ya da bir arada bulunduklarinda karaciger hucreleri hasar gormekte ve zamanla siroz gelisebilmektedir. Alkolu fazla miktarda ve uzun sure kullanmasina karsin, proteinden zengin bir beslenme rejimi uygulamis olan kimselerde siroz gelisme riski cok daha dusuk olmaktadir. Alkolden bir turlu vaz gecemeyenler hic degilse proteinden zengin bir beslenme uygulayarak, siroz riskinden Onemli olcude uzaklasmalilardir. Kuskusuz en dogrusu, alkol kullaniminda asiriya kacilmamasidir. Alkolik sirozun baslangicinda karaciger buyur, rengi sararir ve sertlesir. Karaciger hucrelerinin hemen hemen tumu bozulur, sitoplazmalarinda yag damlaciklari belirir. Bu donemde alkole ara verilecek olunursa, bozukluklar kaybolur. Alkolik sirozda, karaciger hucrelerinde sirozun bu tipine ozgu olan ve “Mallory cisimcikleri” denilen cisimciklere rastlanir. Hastalik ilerledik-
ce karacigerin normal hucreleri asamali olarak -kaybolup, yerlerini nedbe dokusuna birakirlar. Nedbe dokusu arttikca, karaciger kuculur. Karaciger hucreleri bir yandan kaybolurlarken, diger yandan da duzensiz olarak cogalirlar. Bu duzensiz cogalmanin sonucu ise karaciger dokusu icinde ve yuzeyinde “Nodul” denilen anormal karaciger dokusundan olusmus sisliklerin ortaya cikmasidir.
Alkolik siroz, genellikle 50 yas dolaylarinda gorulur. Ancak alkolik hastalarda, 30-50 yaslari arasinda gelisebilir. Halsizlik, yorgunluk, istahsizlik hafif bir kilo kaybi, sarilik, ayaklarda sisme, karnin gerginlesmesi daha sonra ise sismesi, deride kucuk kanama odaklari, jineko-masti, testis atrofisi, adet kanamalarinda duzensizlikler, dalak buyumesi, avuclarda kizarma, kaslarin incelmesi, sarilik ve karinda asit sivisina bagli olarak sisme, vucuttaki killarin dusmesi gibi belirti ve bulgular siroz hastaliginda gelisebilecek olan bozukluklardir.
Hastalardan alman kan ornegi incelendiginde, anemi [alyuvarlarin sayisinda azalma), trombosi-topeni (trombositlerin sayisinda azalma) ve lokopeni (lokositlerin sayisinda azalma) gelismis oldugu saptanabilir. Hastanin kaninda albumin miktari da duser. Buna karsilik globulinlerin miktari ve ozellikle de IgG globulinlerinin miktari artar.
Hastaligin kesin tedavisi soz konusu degildir. Hastanin genel durumunun duzeltilmesi ve hastaligin ilerleme hizinin yavaslatilmasi amaciyla alkolun kesinlikle kullanilmamasi gerekmektedir. Hastaya gunde kilosu basini 1-2 gr. protein verilmesi ve gunde 2000-3000 kalori almas: yararlidir. Hastanin butun vitaminler yonunde? de desteklenmesinde yarar vardir.
Ve Sirozun kesinlikle geri donusu yoktur...
Alıntıdır.
Alıntıdır.