Reklam
Google onay

Bilim

Uyku bozuklukları beyin hasarıyla ilişkilendirildi

Uyku bozuklukları beyin hasarıyla ilişkilendirildi

Yeni bulgular uyku problemleri ve Alzheimer hastalığı gibi nöredejeneratif rahatsızlıklar arasında oldukça güçlü bir ilişki olduğunu doğruladı. Uyku bozuklukları pek çok hücresel yıkımdan kaynaklı fizyolojik sorunla karşılaşma riskimizi artırıyor.

Pensilvanya Üniversitesi'nde yapılan araştırmalar uyku-uyanıklık döngüsünü düzenleyen gen aktivitesindeki bozulmanın, Alzheimer hastalığı gibi beyin hücresi hasarından kaynaklı rahatsızlıklara sebebiyet verdiğini açıkladı.

Biyolojik saatin düzenlenmesinde etkili olan bu gen pek çok günlük fizyolojik sürecin kontrolünde görev alıyor. İşleyisi aksadığında ise serbest radikaller olarak bilinen zararlı kimyasalların beyinde inhibe edildiği mekanizmanın gerekli düzeyde çalışamamasına neden oluyor.

Normal şartlarda yaşla birlikte ortaya çıkan beyin hücresi hasarlarının çoğu, metabolik devamlılığın yan ürünleri olarak ortaya çıkan, serbest radikallerden kaynaklanıyor. Serbest radikaller hücre ve dokularla temas ettiğinde çeşitli kimyasal reaksiyonlara sebebiyet vererek hasara yol açıyor. Bu kimyasalların beyinde inaktif hale getirilmesi ise bazı antioksidan enzimlerin aktivitesiyle başarılıyor.

Beyinde, serbest radikallerin nötralize olmasını sağlayan belirli antioksidan enzimlerin üretimi gün ortasından başlayarak artıyor. Biyolojik saatle ilişkilendirilen genlerin aktiviteleri durduğunda ise antioksidanların üretimi aksayarak nötrleme mekanizmasının düzgün çalışamamasına; beyinde biriken serbest radikallerin beklenenden fazla zarara yol açmasına neden oluyor.

Araştırma esnasında bilinen en temel biyolojik saat geni olarak nitelendirilen Bmal1 adlı gen ifadesi durdurulmuş ve düzgün Bmal1 gen aktivitesine sahip farelerin hücresel etkinlikleri analiz edildi. Normal döngüde fare gün içinde ve uyanıklık durumunda sürekli aktifken, Bmal1 geninin eksikliğinde biyolojik döngüden yoksun olan fare uyku ve uyanıklık durumunda aynı derecede aktif olabildiği saptandı. İki tip fare de günün farklı zamanlarında aynı miktarda uyumuş olsa dahi birinde biyolojik döngünün sekteye uğradığı görüldü.

Nörodejeneratif bozuklukların yanı sıra araştırmacılar, biyolojik saati düzenleyici genlerin diyabet ve kalp rahatsızlıklarıyla olan ilişkisini de göz önünde bulundurduğunda bu genlerin kan basıncı, kandaki şeker ve yağ seviyesini de etkilediğini ortaya çıkardı.

Kaynak: http://www.sciencedaily.com/releases/2013/11/131125125352.htm

Bugün 10 ziyaretçikişi online oldu
1 2 3 4 5